S&P Global Ratings, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) 17 Nisan 2025 tarihli faiz artışının ardından bankacılık sektörü üzerindeki baskının yeniden gündeme gelebileceğini belirtiyor. Kuruma göre, bu karar kısa vadede fonlama maliyetlerini artıracak ve halihazırda dar olan faiz oranı marjları üzerinde daha fazla stres yaratacak.
2025’in ikinci yarısından itibaren gerçekleşecek kademeli faiz artırımları, bankaların net faiz marjlarında toparlanma beklentisini zayıflatırken S&P bu adımın büyüme fırsatlarını da sınırlayabileceğini vurguluyor. Aynı zamanda daha sıkı kredi koşulları ve yüksek borçlanma maliyetleri, yeni batık kredi girişlerini artırabilir ve bankaların varlık kalitesi üzerinde gecikmeli bir bozulmaya neden olabilir.
Piapiri yatırım hesabını hemen aç, piyasanın piri sen ol!
Hesap Aç2025 1. Çeyrek: Bankacılık Sektöründe Hafif İyileşme Sinyalleri
Bankacılık sektöründe yılın ilk çeyreğinde çekirdek spreadlerde hafif bir iyileşme gözlemlendi. Bu gelişme, özellikle TL kredi-mevduat makasındaki artışla destekleniyor. Ancak 2. çeyreğe girilirken Merkez Bankası’nın faiz artışının gecikmeli etkilerinin bilançolara daha güçlü yansıması bekleniyor.
Modellemelere göre faiz marjlarında belirgin genişlemenin ancak 2025’in ikinci yarısında mümkün olabileceği değerlendiriliyor.
Orta Vadede Garanti BBVA Öne Çıkabilir
ÜNLÜ & Co Araştırma Ekibi, vadesiz mevduat oranı yüksek olan bankaların marjlarını daha iyi koruyabileceğine dikkat çekiyor. Bu bağlamda Garanti BBVA, güçlü vadesiz mevduat tabanı sayesinde orta vadede marj baskısını sınırlı düzeyde hissedebilecek bankalar arasında öne çıkıyor.
Yüksek oranda TL bazlı vadesiz mevduat tutabilen bankalar, faiz artışlarının fonlama maliyetlerine etkisini bir nebze telafi edebiliyor. Bu da Garanti gibi bankaları, sektör ortalamasının üzerinde performans sergileyebilecek konuma taşıyor.
Riskler Neler?
Faiz artışlarının bankacılık sektörü üzerindeki olası olumsuz etkileri şu başlıklarda toplanabilir:
- Net faiz marjı daralması: Fonlama maliyetlerinin artması, kârlılığı baskılayabilir.
- Kredi büyümesinde yavaşlama: Talep azalırken bankalar daha temkinli kredi politikaları benimseyebilir.
- Varlık kalitesinde bozulma: Faiz artışı sonrası kredi geri ödeme güçlüğü yaşayan müşteriler nedeniyle yeni takipteki alacaklar oluşabilir.
- Batık kredi oranlarında artış: 2025’in ikinci yarısında kötüleşen kredilerin bilanço etkisi daha belirgin hale gelebilir.
Sonuç: 2025'in İkinci Yarısı Kritik Olacak
S&P’nin değerlendirmesi, TCMB’nin parasal sıkılaşma sürecinin bankacılık sektörü üzerinde hem kısa vadeli baskılar hem de orta vadeli yeniden dengeleme fırsatları yarattığını ortaya koyuyor.
Marjlarda rahatlama ve kârlılıkta toparlanma için gözler, 2025’in ikinci yarısındaki faiz politikası ve ekonomik aktivitenin gidişatında olacak. Bu süreçte vadesiz mevduat yapısı güçlü olan bankalar için nispi avantajların belirginleşmesi bekleniyor.